Günümüzde en çok hyalüronik asit içerikli dolgular tercih edilmektedir. Dolgular, yaş alma ile oluşan değişimleri düzeltmek ve istenilen alanlara hacim desteği sağlamak için kullanılan ürünlerdir.
Hyalüronik asit, cildin temel yapı taşlarındandır. Güneş ışınlarının yaşlandırıcı etkisi, yerçekimi, sigara kullanımı ile ciltteki hyaluronik asit miktarı azalır. Bu azalma, ciltte ince çizgilenmeler, derin kırışıklıklar, hacim ve elastikiyet kaybı olarak kendini belli eder. Ayrıca, su tutma özelliğide olan hyaluronik asidin, vücuttaki seviyesinin azalması, ciltte nem düzeyinde azalmaya, parlaklık ve canlılık kaybına da neden olur.
Dolgu uygulamaları ile yüzdeki ince çizgiler, derin kırışıklıklar düzeltilebilir, hacim desteği sağlanabilir, yerçekiminden etkilenen yüz yeniden şekillendirilerek, önceki yıllarda olduğu gibi genç ve dinamik bir görünüme getirilebilir. Ayrıca yüzde belli alanlara yapılacak hacim desteği ile, yüz daha ince, daha uzun görünebilir ve daha karakteristik hatlara sahip olabilir.
Dolgular, temelde hacim eksikliği ve yeniden şekillendirme gereksinimi hissedilen, tüm yumuşak doku alanlarında kullanılabilir. Yanaktaki derin çizgiler, dudaklar, elmacık kemikleri, şakak, ‘jawline’ ve çene dolguların sık kullanıldığı alanlardır.
Yüzün estetik algısını tamamlayan, bir kadın için özgüven yükseltici özelliğe sahip olan dudaklar dolgu uygulamalarıyla daha nemli, daha hacimli hale getirilebilir ve kontür hatları belirginleştirilerek istenilen görsele ulaştırılabillir.
Hyaluronik asidin hacim katma özelliği haricinde, su tutma potansiyelinin de olması, bu temelde özel ürünlerin üretilmesini sağlamıştır. Nem dolgusu olarak da bilinen bu ürünler ile, cildin daha parlak, daha canlı görünmesi sağlanabilir. Nem dolguları, yüz haricinde özellikle el sırtında da benzer amaçla kullanılır.
Dolgular, klinik ortamında, topikal etkili anestezik krem uygulanmasının ardından yapılabilir. Uygulandığı alanlara göre kalıcılığı değişmekle birlikte, işlem sonrasında kişiler günlük yaşantılarına kaldıkları yerden devam edebilir.